29.11.2011
1979 yılında İngiltere'de Müslüman öğrencilerin tertiplediği konferansta Cezayirli bir profesör: 'Birbirimizi tekrarlamayalım, birbirimizi tamamlayalım' demişti. Rönesanstan sonra Avrupa bilim ve düşün adamları birbirini tamamladılar, şimdiki medeniyetlerini kurdular. İlk Müslümanlar da her ne kadar siyasilerin baskı ve işkencesine uğramışlarsa da, birbirlerini tamamladılar ve bir İslam medeniyeti kurdular. 3. hicri, 9. miladi asırdan sonra İslam dünyası, bugüne kadar hep birbirini tekrarlıyor ve bunda ısrar ediyor. Yalnız birbirini tekrarlamakla kalmıyor, yeni bir şey ortaya koymaya çalışanı da yok etmeye çalışıyor. İlk üç asırda yok etmeye niyet etmiş olsa da, başka biri yeni bir düşünce ile ortaya çıkıyor ve öncekini tamamlıyor yani ona başka bir yorum getiriyor ve yeni bir ek yapıyordu. Bütün İslam dünyası bilim ve düşünce bakımından kısır döngü gibi kendi etrafında kapalı devre gibi tekrarlanıp duruyor. Çünkü 3. asırda (861 hicri) rivayetçiler akılcıları saf dışı bıraktılar. Akıl akılcılarda, aklını kullananlarda bulunur, ilmin âlimde bulunması gibi, âlim olmayınca ilim de olmaz. Rivayetçilerin anlamaya ihtiyaçları olmadığı için akla da, düşünmeye de ihtiyaçları yoktur.
Prof. Dr. Hüseyin Atay
15 Kasım 2007